28 Eylül 2010 Salı

merhaba mirelaaa

18 eylü cumartesi;
konuşuyoruz. genelde kurulan net bir cümle var. sık sık tekrarlandığı için bazen gülüyoruz. "çook iş var" çok iş var. zaman az iş çok. garip bir heyecan veriyor bu bir de. enteresan bir gaz. tek tek çoğunluğa ulaşmak lazım. yapılacak çok iş var, bu işi yapacak çok adam lazım. dümdüz bir mantık kuracak olursak "her işi bir kişi yapmalı ki bölünmeyelim" temelde tek olmak için, her işi başka biri yapmalıydı. en azından bizim fikrimiz buydu. kostümler. kostüm önemli. bu çocukların bir dünyası olsun ve kendi dünyalarında kendi tarzları, kendi kostümleri. "özel" vurgusu çok hoş. ister istemez yapmış olduğun işi de gözünde özel kılıyor. kostümler özel olmalı diyor cihan. ve bu anlamda özel biri lazım bize. olay kabaca şöyle gelişti. "a ben birini tanıyorum" dedim. cihan "ulaş" dedi. hemen büşra'ya mesaj attım. kendisi şahane bir insan olduğu için kabul etti. cihan'ın senaryosunu okudu. işe inandı ve tamam dedi. tüm işin kostümlerini büşra yeşilay tasarlayacak cümlesini kurduk biz de böylece. kendisi süper zevkli bir insan olmasıyla beraber aynı zamanda sinemacı. bu anlamda çilekli turta tadında olduğunu düşünüyoruz.